Bu Blogda Ara

2 Nisan 2010 Cuma

nerelerdeyimmm

bu hafta biraz hasta geçirdim, gözüm kanlandığı için gözlüğe dönüş yaptım, çizilen, vidaları gevşediği için burnumdan düşen gözlüğümü yeniledim. çoğunlukla evdeydim, bahar yorgunluğu dolayısıyla erkenden tv karşısında uyuyakaldım.. işyerinde yoruldum, sıkıldım, işim olmadığı halde bana devredilen ıvır zıvır işleri yaptım. bir de dün yoğun bakıma kaldırılan anneannemizi ziyarete gittim...
blog yazmadım ama bol bol blog okudum:)) umarım bugün bi terslik olmaz da ben de eve gidince çektiğim fotoları yüklerim, yazmak istediklerimi paylaşırım.

hasta olduğum için sporu ve diyeti bıraktım ama bu hafta yeni bi diyete başlamaya kararlıyım:)) . Gİ diyetinden bahsediyorum , bilimsel ve faydalı bir beslenme programı olduğu yazıyor gazetede. aslında böyle gazete dergi köşelerinden diyet programı kesmek yapmak falan bana göre şeyler değil ama neyse. nisan ayı da geldi bikini giymeye en fazla 2 ay kaldı... bu yıl kararlıyım gönül rahatlığıyla sahillerde boy göstereceğim hahaha

29 Mart 2010 Pazartesi

haftasonu kaçamağı


Bu haftasonunu shrekle Karaburunda geçirdik. cuma işten biraz erken çıkıp alışveriş yaptık, ufoyu da arabanın arkasına koyup yola düştük. yazlık eylülden beri açılmamış olmasına rağmen gayet iyi durumdaydı, biraz havalandırıp biraz da süpürünce mis gibi oldu. Verandada oturduk, yürüyüş yaptık..
sabah kalkınca da doooru balık tutmaya... ama  maalesef  şans bizden yana değildi, tuttuğumuz tek balığı da tekrar yuvasına yolladık.işte bu da o şanslı balık


bunlar da güzel bir hafta sonundan kalan fotograflar..




bunlar bakmaya doyamadığım fotoğraflardan bazıları... yaz gelse de sadece bakmakla, fotoğraf çekmekle kalmayıp şu masmavi suların tadını yüzerek çıkarsak..

25 Mart 2010 Perşembe

yemekteyiz değil kusmaktayız

evet sonunda bu da oldu sadece show olsun diye birileri çiğ et yedi.. bu mudur türkiyenin geldiği son nokta.. hay allah sizi napsın rezil insanlar

martıların ayak izleri

evet farkındayım nerdeyse bir sonraki haftasonu geldi ama ben kart okuyucusunu ancak bulabildim:)

cumartesi günü sabah erkenden (yani saat 10da) hafif bir kahvaltı yapıp yola çıktık. amacımız balık tutmaktan çok uzun zamandır uzak kaldığımız denizle biraz haşır neşir olmaktı. müzik dinleyip sohbet ederek çeşme yolunu tuttuk. gördüğünüz resim çiftlikköyden.
çeşmede insan gerçekten denize bakmaya doyamıyor, ben de denizin fotograflarını çekmekten hiç sıkılmıyorum.

bu resim de pırlanta koyundan...yazın kalabalığının aksine şimdilerde bomboş, sakin, hatta deniz bile ılık, insan içine atlamamak için kendisini zor tutuyor. balık tutmak bahane denize bakmak şahane..


yukardaki resme de dikkatli bakarsanız martıların ayak izlerini görebilirsiniz...

22 Mart 2010 Pazartesi

rejimde ikinci gün..

dün oldukça iyiydi. oldukça deyişimin sebebini şu; hem spor yaptım hem az ve sık yedim taa ki akşam olup da shrek elinde votka bardakları ve yanınla cips kasesi ile gelene kadar...how i met your mother'ın son yayınlanan iki bölümünü ve twilight: new moon filmini izlerken hem alkolü hem cipsi biraz kaçırdım..
ama olsun moral bozmak yok. bugün sabahtan beri bir elma, bir tabak kabak çorbası, küçücük bir porsiyon da bakla yemeği yedim. az sonra da dün bahsettiğim jullian michaels ablayla workout yapacağım:)) hem dün internetten yine aynı ablanın yoga dvd sini de indirdim belki onu da yaparım. başlamadan kesin konuşmak istemiyorum malum 9. dakikada nefesim kesiliyor. hem şu an bütün kaslarım ağrıyor güya bitirirken gevşeme egzersizi de yapmıştım ama fayda etmedi.. evet evet hadi fiona üşenme erisin yağlar:))

21 Mart 2010 Pazar

With a men this is possible with God all things are possible




dün akşam shrekle bu filmi izledik, izlemeden önce çok yavaş, sıkıcı, bunaltıcı bir film olacağı konusunda ön yargılarım vardı, bir cumartesi gecesi izlemek için uygun bir film miydi acaba... ön yargılarımın aksine ilk dakikadan saran, hiç sıkmayan aksine rahatlatan bir filmdi. sandra bullock güzel oynamış ama oğlu sj rolündeki ufaklık da çok başarılıydı. genel olarak hristiyanlık çerçevesi içinde geçiyor film zira Sandra Bullock yani Leigh Anne Touhy boynundaki haç kolyeyi film boyunca hiç çıkarmıyor. ama bence bunların içinde önemli olan neye inandıkları değil ne yaptıkları hikayenin gerçek hayattan alındığı da düşünülürse bu denli iyi niyetli, iyi kalpli insanların olduğunu bilmek bazen ufak bir yardımın bir insanın hayatını değiştirebileceğini tekrar hatırlamak güzel.. kısacası film iyi zaman geçirmek, oscarlı bir oyunculuk görmek için ideal.






söylemeden geçemeyeceğim bir konuda kıyafetler; sandra bullock'un giydiği elbisenin mavisi, ayakkabıların ve çantaların renkleri çok hoşuma gitti. tabii bir de beyaz saat var; kolye gibi vazgeçilmez bir takıydı film boyunca, hemen bakalım:




markası toywatch fiyatı da 295 dolarmış. çok güzel değil mi?









biggest loser

                           yazamadım kaç gündür farkındayım ama bugün paylaşım patlaması yapmayı düşünüyorum.

önce bu sabahtan başlayalım malum; kış geldi geçti fiona kilolarına kilo kattı, göbek bağladı. ama artık buna bir dur demesi gerektiğinin farkında. o sebeple bu sabah işe bir bardak ılık su içmekle başlandı. ardından Jillian Michaels-30 Day Shred dvd sinin level 1'inin karşısına geçildi. ilk dakikalar  herşey güzeldi ama sona doğru şişman ve tembel fiona ''yo dayanamıycam çok yoruldum ben bırakıyorum'' demeye başladı. eli dvd kapatmaya gitti bir de ne görsün spor yapmaya başlayalı daha 9 dakika olmamış mı.. tabi fiona bunu gururuna yediremezdi. ölüyorum kalp krizi geçiricem şimdi diye sızlansa da 27 dakikalık program tamamlandı. ılık bir duşun ardından bir elma yiyen fiona şu an bu satırları yazarken bile hala çok yorgun.. ee bütün kış yediğin abur cuburları ve soğuğu bahane derek hareketsiz kalışının bir bedeli olmalıydı değil mi.. spora devam edilcek bakalım jillan hanım'ın dediği gibi 30 günde 9 kilo verilebilecek mi:)